ESENYURT EXPO 2015’in Sloganı “Esenyurt’tan tedarik ediyorum” şeklinde belirlenmiştir. Temel amacı bölgede var olan sanayi potansiyelinin birbirinden haberdar olması, daha hızlı, daha kolay kendi arasında iletişime geçmesi, yakın çevreden tedarikini yapması, hizmet alabilmesi, daha dinamik bir hale gelmesinde bölgemiz iş hayatına katkıda bulunmaktır.

 Ancak bunun öteside bir başka idealimiz daha var! Size iki sayı vermek istiyorum: İlçemiz ülkemizin üretimi ile, ihracatı ile yaklaşık %40’ını temsil eden İstanbul’un kapasitesinin çok önemli bölümünü barındırmaktadır. İstanbul Sanayi Odasında kayıtlı bulunan yaklaşık 13.000 firmadan 2500 kadarı bu bölgede yer almaktadır. Yani bölge Istanbul sanayiinin beşte birini temsil etmektedir!

 Diğer bir sayı da Esenyurt’umuzun hızla gelişerek nüfusunun 700.000’lere geldiğidir. Artık başlı başına bir şehir kapasitesine eriştiğidir.

 Ülkemizde yıllar önce tarım toplumu olmaktan çıkarak bir sanayi toplumu olaya karar verdik. Bu yönde insanlarımızı teşvik ettik, yatırım destekleri verdik, sanayi gücümüzü geliştirmeye çalıştık. Ancak diğer yönden de mevcut sanayi kuruluşlarının hayatının çok da kolay olmadığını hepimiz biliyoruz. Zaman içinde yaşanmış olan krizler, mevzuat sorunları, vd. …

 Ama bunun ötesinde bir de varoluş sorunu yaşadık, yaşamaktayız. Özellikle sanayinin bu kadar güçlü olduğu ve yoğun olduğu İstanbul kentimiz başta olmak üzere şehrin sanayiyi içinde istemediği dönemleri yaşadık. Bir anlamda sanayi göçleri diyebileceğimiz dönemleri gördük.

 O dönemler sanayi alanlarının konutlaştığı, sanayinin çevreyi kirlettiği, nüfusu çektiği gibi nedenlerle bunlar gerçekleşti.

 Ancak bugün bakıyoruz ki sanayinin çevreyi kirletmesi gibi bir şartlılık yok. Kirletmemesi pek de mümkün ve bugün bunu uyguluyoruz.

 Aynı şekilde sanayinin nüfus çekmesi hususu da özellikle Esenyurt’ta örneğini gördüğümüz gibi geçerli değil. İlçemizin her yıl aldığı 50 ile 100 bin nüfus aslında istihdam ihtiyacı gerektiriyor.

 Bu anlamda sanayi kent ilişkisini tekrar gözden geçirdiğimiz zaman sanayinin bölgeye katkısı ile ekonomik gelişmenin sağlığı, bölgenin zenginleştiği, hatta artan refaha paralel olarak gayrimenkullerin değerinin arttığını da çok iyi biliyoruz. Bu etkilerin istihdamın artması ile asayiş sorununa sağladığı katkıya kadar pek çok olumlu yönü vardır.

 Güçlü Türküye için nüfus artışını gerekli görüyorsak, “üç çocuk gereklidir” diyorsak zaten geleceğe yönelik istihdam ihtiyacı da şart olmaktadır.

 Artık sanayiyi ekonomik kalkınmanın, gelişmenin ayrılmaz bir parçası olarak görüp, bölgenin üretimi kendi malı, serveti, kazanç kapısı olarak bilmesi, benimsemesinin zamanı gelmiş, geçmektedir.

 Sanayiyi sadece arzu etmenin, teşvik etmenin ötesinde yaşamımızın bir vazgeçilmezi olarak özümsememiz gerektiğini düşünüyorum.

 Esenyurt’umuz bu anlamda çok önemli bir örnek teşkil etmektedir. Bir yan mevcut sanayi potansiyeli, ama konumu, nüfusu, konut kapasitesi, planlı gelişme içinde oluşu ki Esenyurt İstanbul’da ilk planlı sanayi bölgelerinden birine sahiptir istihdam ihtiyacı, alan stoğu ile sanayi kent bütünleşmesini gerçekleştirecek doğal güce sahiptir.

 Bu ideale hizmet için biz ESİDER olarak, mülki idare yerel yönetim sanayi işbirliğinin örneği bir ilk ESENYURT EXPO 2015’i düzenlemiş bulunuyoruz. Bu etkinlik bir sektör fuarı değildir ya da bölgesel tanıtımı teşvik edici bir çalışması ile karıştırılmamalıdır.

 Az önce bahsettiğim gibi ESENYURT EXPO 2015 gelişmiş, ama bizim de kendimizin çok da farkında olmadığımız bir potansiyelin kendi içinde tanışması olduğu kadar yerel yönetim, devlet ve sanayinin işbirliğinin örneği, kucaklaşmasıdır.

 ESENYURT EXPO 2015’in bu ideale hizmet etmesi, Esenyurt ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

 Bu ideale gönül verdikleri için başta Sayın Kaymakamımız Ekrem İnci ve Sayın Belediye Başkanımız Necmi Kadıoğlu’na, sayın katılımcılara, kararlılıkla çalışan yönetim kuruluma ve tüm emeği geçenlere teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.